Beşiktaş'ın lideri Oğuzhan

Burak Ozan, Orduspor ile ilgili yazdığı maç yazısında kulübün hedefleri ve Oğuzhan Özyakup ile ilgili tespitlerde bulundu.

Karakartal.com

Selamlar Beşiktaş dostları,

Şampiyonluk iddiası ortadan kalkınca bizim de keyfimiz kaçtı haliyle.. Yazılara biraz ara vermek zorunda kaldık, baktık Eray müdür “yaz bakalım artık” diye fırçayı kayıyor,eh dedik artık mecbur yazacağız..

Biraz duygular karışık tabi.. Çok enteresan bir sezon geçirdik, geçiriyoruz. Liderlik haftalarca bir adım ötedeyken o adımı atamadık, şampiyonluk sürekli gündemde idi ancak 3 haftada herşey altüst oldu..

Cumartesi günü maça giderken ilginin bu kadar yüksek olacağını hiç tahmin etmiyordum. Coşkun kalabalık, sanki liderin bir iki puan önünde ya da gerisindeymişiz de,tribündeyken kulağımız radyoda diğer maçı dinlediğimiz günleri hatırlatıyordu..

Yönetimsel konularda yazmayı sevmem, bilgim olmayan konularda fikir beyan etmekten pek hoşlanmıyorum. O yüzden Feda sezonu, yönetimin icraatları ve başarı değerlendirmesi konularına girmeye pek sıcak bakmıyorum.. Sadece hoca konusuna değinmek istiyorum..

Aslında taraftarın da bütünüyle odaklandığı nokta hoca meselesinin sene sonunda nereye bağlanacağı..

Feda sezonunun transfer manasında devam edip etmeyeceği de diğer bir konu.. Bence insanlar Feda faktöründen de sıkıldılar.. Bunu dost sohbetlerinde bir çok kişi sıkça dile getirdi son günlerde..

Bu duygularla gidilen maç yine büyük teknik sıkıntılarla başladı.. İnanın 4-5 pası üstüste görmek imkansız hale gelmiş takımda.. Geçen devre takım atağa çıkarken fotoğraf çekseniz takım süratten flu çıkıyordu fotoğrafta, şimdi top bizim ayağımızdayken kimse yerinden kımıldamıyor.. Ben kendi adıma Dentinho’yu çok merak ederek geldim stada, ancak arkadaş et mi tavuk mu hiç bir şey anlamadım açıkçası.. Cenk, Escude, Veli, Dentinho, Fernandes, biraz da Olcay yaptıkları saçma sapan işlerle tarafara saç baş yoldurdular.. Sivok, Hilbert, Emre, Mustafa ve Niang daha hareketli ve istekli göründüler.. Orta saha oyuna hiç bir katkıda bulunamayınca ortaya izlemesi eziyet bir futbol çıktı..

Yani Cumartesi günü hiç buraları bilmeyen birini maça götürseniz bu iki takımdan biri Avrupa’ya katılmak için oynuyor diğeri de düşmemeye deseniz adam hangisi hangisi seçemezdi..

Zamanla taraftar maçtan koptu, kendi çalıp kendi söylemeye başladı.. Gol geldiği halde futbola saha içinde bir türlü kalite gelmedi.. Dakikalar geçmek bilmezken ara sıra belli bölümlerden homurtular da yükseliyordu..

Derken ikinci yarı birşey oldu maçta çiçekler açtı, Oğuzhan oyuna girdi.. Oğuzhan süratle winner bir oyuncu olmak yolunda gelişim gösteriyor. Çünkü bir futbolcu maça girdiğinde oyunun şeklini değiştirebiliyorsa, takımı harekete geçirebiliyorsa, inatçılığıyla gücüyle kabiliyetleriyle skora direk katkıda bulunabiliyorsa futbolcu lider futbolcu olmaya namzettir..

Ben önümüzdeki sezon için kendi adıma ümitvarım.. Futbolcu tarama ekibi Afrika kupalarından Avrupa ikinci liglerine kadar heryeri didik didik tarıyorlar..

Mutlaka yeni yetenekler takıma monte edilecektir. Ama burada çarpıcı olan nokta şu ki yine kenar yönetimi manasında üzerine birşey koyamadan silbaştan gitmeye doğru yol alıyoruz.. Oysa bizim ivedilikle bu takımın başında uzun süre duracak bir teknik kadroya ve bu teknik kadronun tespitleri doğrultusunda da üzerine koya koya kemik gibi bir takıma sahip olma zorunluluğumuz var..

Ve bu noktada konu dönüp dolaşıp Samet Hoca ile devam edilecek mi noktasına geliyor..

Şimdi tüm sezon içeride neler yaşandı tabi bilemiyoruz, bizim taraftar olarak gözlemleyebildiğimiz şu ki dönem dönem Samet Hoca özellikle oyuncu seçimleri ve zamansız değişiklikleri, ayrıca sürekli aynı sistemi tercih edişi ile, iyi bir yönetim sergileyemedi.. Bu, camia içerisinde konuşulanlara göre tolare edilebilir boyutlardaydı.. Ancak son 3 hafta 11 gol yiyip sıfır çekip, Beşiktaş’ın adını el alemin diline düşürünce, taraftar ile Samet hocanın bağlarında gevşeme meydana geldi..

Cumartesi günü Oğuzhan, oyuna girip sergilediği performansla, tribünde “bu adam nasıl yedek olur bu takımda” homurtularına da yol vermiş oldu..

Artık Samet Hoca’nın kalması bana zor gibi görünüyor.. Bence yönetim de Avrupa biletinin alınıp alınamayacağını görmek istiyor.. Şu kaybedilen üç maçtan üç puan bile çıkarsak inanın hoca bu kadar tepki almazdı.. Üç puan alsak Avrupa macerası ile ritmi bozulacak Fenerbahçeyi geçmemiz de mümkün olacaktı.. 9 puan alsak şu anda şampiyonluk ateşi camiayı sarmış olacaktı..

Bütün bunlara rağmen sadece söylemek istediğim şu ki 3 hafta kala tribünden, hocaya ve takıma homurdanmanın hiç zamanı değil, bu sadece zarar verir ve Avrupa bileti kaçarsa kulübe vereceği zarar çok büyük boyutlara ulaşabilir. Acilen sükünete ve sabırlı bir bekleyişe ihtiyacımız var..

Üç maç hayati önem taşıyor. Sonsuz destek vererek,Avrupa biletini kapmak yolunda katkıda bulunmalı ve sezon sonu yönetimin kararını beklemek durumundayız..

Sevgiler

toldo

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın

  Ana Sayfaya Dön
Karakartal Anasayfasına Dön