Sergen: "Tek hedefimiz şampiyonluk"



O, bir zamanlar, yeşil sahaların haylaz çocuğuydu... Siyah-Beyazlı formayla ilk profesyonel maçına çıktığında henüz lise son sınıfta okuyordu. Üstelik beden eğitimi dersi kırık olan bir futbolcuydu! Bir yöneticiyle tartışıp Kartal yuvasından ayrıldığında, İstanbulspor’un yolunu tuttu. Siirt Jetpa’ya transfer oldu, kiralık olarak Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve yeniden Galatasaray’da top koşturdu. Uzun süren ayrılık, 100. yılda son buldu.

O, artık bir zamanlar olduğu gibi, yeşil sahaların haylaz çocuğu değil... Üç cephede birden büyük hedefler peşinde koşan Beşiktaş’ın ikinci kaptanı. Sergen Yalçın, konuştu, geçmişi anlattı, geleceği yorumladı:

“İlk yarı başarılı gibi görünüyoruz. Ancak maçlarımız biraz kolaydı. Fener’i de yenersek, fark 5 puana çıkacak. Bu avantaj; ama lig var, UEFA var, Türkiye Kupası var. Bir sürü maç oynayacağız ve hiçbirinden de vazgeçemeyiz. Kupayı kaldırmak için sadece 3 karşılaşma kaldı. UEFA ile ligi de boşlamamız imkansız. Elimizden geldiğinde çarpışacağız. Slavia’yı kesin eleriz ve çeyrek finale yükseliriz.”

“Lucescu enteresan bir adam... Futbolcularla tartışmayı sevmiyor. Herkese karşı çok saygılı. Takım içinde olaylar da çıkıyor, ama hoca medyatik değil, politik yaklaşıyor. Kimseyi kaybetmek istemiyor. Teknik açıdan da süper bir teknik adam. İşini çok iyi biliyor. Fatih Terim de öyleydi. Ancak ikisinin tarzı farklı. Sonuçta hocaların başarısı biraz da kadroya bağlı. Galatasaray birçok asını yitirdi. Eskiye oranla durumları biraz farklı.”

“Tek hedefimiz şampiyonluk. Taraftarı hayal kırıklığına uğratmak istemiyoruz. Bu yüzden yaşantılarımız bile değişti. Aslına bakılırsa ben hala eskiyi gibiyim, ama şu an söyleyecek bir şey yok ki! Sonuçta takım iyi gidiyor. Fizik kondisyon meselesine gelince... Sezon başında düz koşu bile yapamıyordum. Bazı yorumcular insaflı davranıp, ‘Bu çocuk ameliyat oldu’ demedi. Buna karşın bir ayda maça çıktım. Bir ayda 8 kilo vererek forma yakaladım.”

“Eskiye oranla Nouma’nın elbette çok eksiği var. Ancak Pascal buraya gelmeden önce tam bir yıl top oynamadı. Antrenmanlarda elinden gelen özveriyi gösteriyor. İlk geldiğinde kötüydü, ama şimdi mücadeleye girmeye başladı. Takımda direkt oynayacak 17-18 futbolcu var. Bu yüzden kimin oynayacağını önceden kestiremiyorsunuz. Bazıları oynayamıyor, kapris yapıyor, ama bu bizim için avantaj. Sonuçta herkes mutlaka görev alıyor. Bunun zamanlaması önemli.”

“Bizim olduğumuz yerde gruplaşma olamaz. Zaten bir sürü genç çocuk var, onların etkilenmesini istemeyiz. Takım içinde herkes birbirine çok bağlı. Herkes her zaman kazanmak istiyor. Bazı futbolcular, saha dışında istedikleri dünyayı kurabilirler. Ama saha içinde hepimizin tek amacı var; şampiyonluk. Bazı şeyler maddiyata bağlıdır. Mesela UEFA Kupası’nı alsan, dünyanın parasını kazanacaksın. Ligde de öyle, galip gelirsen parayı da kazanırsın.”

“Futbol olarak kimseden geri kalır yanımız yok. Ancak bazen takım olarak konsantrasyon sorunu yaşıyoruz. Son günlerde üst üste çok maç oynadık. Bu nedenle Bursa önünde iyice yerlere düştük! Fiziksel yorgunluğu bir şekilde giderebilirsin, ama kafa yorgunluğu başka. Bizim kafamız yorgundu. Bir de şu var; ilk yarının son maçı, bitecek ve tatil başlayacak. Bu yüzden kopmalar yaşadık. Zaten en zor maçlar sezonun ilk ve sonuncu maçlarıdır.”

“Bence İnönü’deki Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarımız, ligin kaderini etkileyecek. Ancak şampiyonluğa oynayan bir takım için iç sahada oynamak, dış sahada oynamak fark etmez. Üstelik bizim deplasmanlarda daha iyi oynadığımız da bir gerçek. Taraftarımız müthiş... İlk yarı 0-0 bitiyor, ama endişelenmiyorlar bile. Çünkü biliyorlar ki; nasıl olsa atarız!”

“Yönetimimiz harika... Her şeyimizle ilgileniyorlar. Carlo bizim için çok önemli biri. Takıma inanılmaz bir katkısı var. O, görevini iyi yapıyor, ama ona da fazla iş düşmüyor. Çünkü biz zaten üç günde bir maç oynuyoruz. Son haftalarda idman yapmaya bile vaktimiz kalmıyor ki!”

“Gece aleminde artık eskisi kadar yokum. Bazı yerlerde bizim önümüzden kızlar çıkıyor, arkadan da biz; ertesi gün sevgilisi diye yazılıyor. Ben sevgilim olsa zaten kaçmam ki! Sevgilim olarak yazılan bir çok kızı tanımıyorum, ama adımız çapkına çıkmış ya! Spor basını, magazin basınından daha iyi. İki işi yapan gazetecileri de tanıyorum. Benim ne olduğum ortada. Yalan söylemediğimi bildikleri için, yazmalarını istemediğim şeyleri yazmıyorlar. Zamanında çok çektim, ama normal. Çünkü ben bekar biriyim.”

“UEFA Kupası gibi iki maçlı elemelerde biraz da şansın olacak. Kiev’le İstanbul’da 1-1 berabere kalsak, orada işimiz zor olurdu. Ancak 10 dakikada 2 gol bulduk, rövanşa rahat çıktık. Alaves ile oynadığımız maç da bana göre en zor karşılaşmamızdı. Şimdi sırada Slavia Prag var. Çekler’in en iyi takımı gibi görünüyorlar, fark etmez, onları da geçeceğiz. Biz, gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz.”

“Kimileri 100. yıl nedeniyle üzerimizde baskı olduğunu söylüyor. Benim üzerimde hiç böyle bir baskı yok. Zorla şampiyon olacağız diye bir kural da yok. Çünkü biz, her zaten yıl şampiyonluğa oynuyoruz. Sadece şu bilinmeli; her futbolcu arkadaşım, her maçta elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.”

“Herkes Lucescu’nun defansif oynattığını düşünüyor, ama son 4 maçta dörder forvetli oynadık. Bazı maçlara skor avantajıyla çıktığımız için elbette savunmaya biraz daha fazla önem vermeliyiz. Bize skor lazımsa, iş değişiyor. Hiçbir eksiğimiz yok. Hatta futbolcuya bile...”

“Önümüzde üç hedef var... Bunların hepsine de ulaşmak istiyoruz. Örneğin Galatasaray, UEFA Kupası’nı kazanacak deseler, kim inanırdı? Ama kazandılar. Neden biz de UEFA Kupası’nı ikinci kez ülkemize taşımayalım? Kaldı ki bu, bizim için asla bir sürpriz olmaz.”

“Hiç kimse birbirini sevmek zorunda değil. Elbette sevgi ve saygı, başarının ögelerindendir. Ne var ki ortada bir takım var. Hepimizin ortağı olduğumuz bir takım. Bu yüzden herkes Beşiktaş’ı sevmek zorundadır. İşini de dört dörtlük yapmak zorundadır. Herkes Beşiktaş’a dört elle sarılmalıdır. Sonuçta bizi bekleyen üç kupa var. Üçüne de istiyorsak, önce Beşiktaş’ı sevmek zorundayız.”

"Ben yürüyerek de oynarım, koşarak da... Sonuçta önemli olan şu; Takıma faydam var mı? Bence var."

"İkinci devre işimiz çok zor; Lig, Türkiye Kupası, UEFA... Biz, elimizden geldiğince çarpışacağız."

"Taraftardan bir kez bile tepki almadım. Sahaya çıktığımda alkışlanıyorsam, bu bana yetiyor."

"Metin-Ali-Feyyaz’lı kadro, Beşiktaş tarihinin en iyi kadrosudur. Bir daha zor yakalanır."

"İlhan iyi oyuncu, ama zamana ihtiyacı var. Saha içinde hep beraberiz, dışarıda birlikte olmak zorunda değiliz."

"Takımım futbolu ne zaman bırak derse o zaman bırakırım. Evlenmek bana göre değil. Önce şampiyonluk görmem gerek."

"Galatasaray, Fenerbahçe ve Gençlerbirliği’nin iyi kadroları var. Gençler zirveye oynar, ama şampiyon olamaz."

"Çocukken herkes bir takım tutar. Bana sordular, ‘Fenerbahçeliydim’ dedim. Tabii bu da yanlış anlaşıldı."

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın

  Ana Sayfaya Dön
Karakartal Anasayfasına Dön