"Sonra Onana'yla birşikte esas sportif direktörün ofisine gittik. Sinirliydim, gerçekten çok sinirliydim. Odaya girdiğimizde zaten adamın havası, kibirli, ukala bir tavırla karşıladı beni. 'Ee, ne oldu şimdi' dedi.
Sırf bu tavrı bile beni çileden çıkardı. 'Sen adam değilsin. Bu iş böyle yapılmaz. İnsan gibi gelir önceden konuşursun' dedim.
Sonra sinirle başladım konuşmaya. Dedim ki: 'Bak, Instagram’daki o duyuruyu hemen kaldırtacaksın. Benim kovulduğumu Instagram’dan öğrenmem ne demek ya? Aklını mı kaçırdın? Bu kulüpte neler yaptım ben, her şeyden sonra sen beni böyle kapı önüne koyuyorsun. Neymiş, davranış ve futbolsal gerekçelerlemiş... Davranış mı? Benden daha profesyonel davranan biri varsa söyle! Antrenmanlarda senden olan Türk oyunculardan bile daha çok efor veriyorum! Futbol açısından da bir şey diyemezsin, çünkü sahada gerekeni yapıyorum.'
Sonra dedim ki: 'Açık konuş, beni neden kovdun?' Bana tek kelime etmedi. Sadece eliyle şöyle bir hareket yaptı: 'Hadi hadi, çık dışarı.' Şaka gibi değil mi? Ciddiyim, yemin ederim böyle yaptı."
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.