Yazarlarımızdan Eray Erdal, kaybettiğimiz Mersin İdman Yurdu maçının ardından gündem belirleyecek bir yazı kaleme aldı.
Canım sıkkın;
Hem de çok sıkkın…
Kaybedilen puanlar değil canımı sıkan sadece,
Camianın durumu…
Herkes birbirine düşman gibi bakıyor,
Tek ve en büyük paydamız olan Beşiktaş unutulmuş durumda.
Malzemeci Sürreya’ya laf etsen;
İş bulamayan malzemeciler adamı oluveriyorsun,
Hakemlere laf söylesen;
Entel geçinen Beşiktaş’lılar sarıyor etrafını,
Takım kötü oynuyor desen;
Beşiktaş düşmanı oluyorsun…
Ben Beşiktaşlı’yım diyen herkesin tek derdi
Beşiktaş’ı daha yukarılarda görmek.
Bizler tek yumruk olamaz isek,
Düşmanlara gün doğar…
Ne diyoruz her maç;
İşte biz kötü günde hep omuz omuzayız !
Bugünlerde daha çok omuz omuza olma vaktidir,
Daha çok birbirimize sarılma vaktidir
Haydi Beşiktaş’lı
Kalk ayağa
Ve
Yürü Güneşe…
AMA tüm bu söylediklerimiz
Kalbi sadece siyah beyaz atanlar için geçerli,
Beni kimsenin kartvizitinde yazan şey ilgilendirmez,
Kimi "Beşiktaşlı spor yazarı" der kendine,
Kimi "hasta Beşiktaşlıyım" der,
Kimi de "ben Beşiktaş’ın başkanıyım" der;
Ama bunlardan herhangi birinin
Kalbinin siyah beyaz diye atmadığını görürsem,
Gözünün yaşına bakmam.
Ne mi demek istiyorum;
Birazdan anlarsınız…
Önce iki haftada gelem mağlubiyetlere bakalım;
Beşiktaş birkaç haftadır top oynamıyor,
Kazandığı haftalarda da sadece mücadele gücünü sahaya yansıttı
Ve kazanmasını bildi.
Ama iki haftadır kayıp büyük,
Beşiktaş kötü oynuyor evet ama
Bazı arkadaşlara şampiyonluğun tarifini tekrar yapmak gerekiyor;
Şampiyonluk demek, rakiplerinden daha çok puanı almak demektir.
Yani her puanı alan değil, daha çok puanı alan şampiyon oluyor.
Şampiyonlukta adı geçen rakiplere baktığımızda
Yerlerde sürünen futbolumuz ile rakiplerden bir farkımız yok.
Yani futbol olarak dipte bile olsak,
Bu futbol ile bile şampiyon olabilirsin.
Belki çok tatmin edici gibi gözükmese de gerçek bu;
Daha çok puan alan şampiyon olur.
Bu şekilde sadece Avrupa’da bir yere varamazsın
Ama Beşiktaş’ın da Avrupa’da farklı bir kimlik ile
Oynadığını düşünür isek,
Orada da belki şampiyon olamayız ama
Belli bir yerlere geldik, ilerlemeye de devam edebiliriz.
Sözün kısası;
Türkiye’deki futbolumuz içler acısı
Ama bu bile burada hedefe ulaşmak için
Yeterli olabilir.
Ama Beşiktaş’ın rakiplerinden bir farkı var,
Beşiktaş’ın yönetimi ortada yok.
Rezil futbol oynanan Kayseri maçı
Hatta bu geceki Mersin maçı bile
Hakem kararı ile bitmiştir.
Son 10 dakikaya kadar korner bile atmamış olsak da;
Simao’nun yere indirildiği pozisyon
Dünyanın her yerinde kırmızı kart ve penaltıdır.
Hakem onu verse,
Bu kötü futbol ile 3 puanı cebimize koymuştuk bile.
Şimdi yine çıkıp diyeceksiniz ki,
Ağabey, yine mi hakem,
Rakip kaleye gidemedik bile,
Evet, haklısınız arkadaşlar ama
Mersin 1-0 geriye düşse,
Bir de 10 kişi kalsa,
Bu maçtan puan alma şansı
Bu Beşiktaş’a rağmen sıfırdı!
Ama diyorum ya;
Ortada yönetim yok,
Başkanımız Fenerbahçe’nin peşinden koşuyor;
Onun tarafından beslenen bazıları da onu korumak adına
Komik duruma düşüyor.
Yok, efendim, Demirören “Fenerbahçemiz” derken
Kulüpler birliği başkanı sıfatı ile konuşmuş,
Peki, soruyorum bu şakşakcılara
Bu başkan aynı cümle içinde
Galatasaray’ı şike yapmak ile suçlarken
Neyin başkanı olarak konuşuyordu.
Sayın Demirören;
Unutmayınız ki, siz Beşiktaş’ın başkanısınız
Kendi içinizde yaşadığınız
Bu şizofrenik haller Beşiktaş’ımıza zarar veriyor.
Takım kötü oynuyor,
Yönetim yok;
Tüm Türkiye’deki stadlarda küfür var
Sadece bizim sahamız kapanıyor
Yönetim yok;
İkinci sarıdan kart gören adamımız
İki hafta ceza alıyor,
Yönetim yok;
Beşiktaş’ı bir hafta önce doğrayan hakem,
Ertesi hafta ödül olarak Fener maçına veriliyor;
Yönetim yok !
O zaman adama sorarlar kardeşim,
İşe yarayan hiçbir yerde ortaya çıkmaz iseniz;
Sizin orada ne işiniz var?
Bundan çok zaman önce yazmıştım,
Beşiktaş’ın sözde ileri gelenleri de ortada yoklar,
Hepsi bir köşeye sinmiş,
Beşiktaş’ın borcundan korkup
Yokları oynuyorlar.
O zaman da demiştik,
Yine söylüyoruz,
Beşiktaş sahipsiz değil,
Çıkarız gerekirse başkanlığa adaylığımızı koyarız,
Yanımı da mahallenin çocuklarını alsam bile,
İnanın bu yönetimden daha çok iş yaparız.
Borcu mu ne yapacaksın dediniz;
O da basit;
Belki dünyada örneği yoktur ama
Görevi kötü kullanmaktan
Demirören ve ekibine
Maddi , manevi tazminat davası açsam;
Her halde dünyanın en zengin kulübü oluruz bir günde.
Öyle ya,
Bugüne kadar Beşiktaş’a karşı kim dava açtıysa kazandı,
Bizim neyimiz eksik,
Biz de açarız bir dava,
Alırız tazminatımızı Demirören’den
Ne borç kalır , ne tasa
Ve de en önemlisi
Ne de Demirören…
Siyah Beyaz Aydınlık Günlerde Görüşmek Üzere
Not : Q7’nin yaptığı hareket kabul edilir bir şey değil, ama bundan dolayı adamın saniyede biletini kesenler oldu. Devre arasında arkadaşlar ile konuşurken Q7 girsin diyenlere aynen şunu dedim, "Kardeşim bu adam deli, ayrıca şuan hiç hazır değil, istediklerini sahaya yansıtamaz Bir de 80’e kadar golü bulamaz.Gider dalar birine atılır" O an için bana gülenler haklı olduğumu gördüler. Q7 şaçmaladı, evet
ama bunun cezası çok ağır bir para cezasıdır, fazlasını konuşmak hata olur. Q7’nin o tekmesi, benim için mağlubiyeti içine sindiremeyen bir adamın isyanıdır, Benim için Pascal’ın farklı yenildiğimiz Leeds maçında rakip oyuncuya attığı tokat değerindedir! Cezası büyük olmalıdır, ama benim tarafımdan da kendine ve mağlubiyete isyanın bir diğer adıdır. Necip bu gece çok koşarak isyan eder, Fernades Antep maçında
futbolu ile isyan eder, hazır olmayan Q7 ‘de Pascal gibi... Bu şekilde isyan eder…
Twitter : Soru, görüş ve yorumlarınız için
ery02 veya
erayerdalhttps://twitter.com/#!/ery02Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın