Doğan hesaplamadı!
Athletic Bilbao, iyi bir deplasman takımı değil. Puanların çoğunu, seyircileri sayesinde evlerinde kazanıyorlar. İspanya’nın hiç bir stadında, San Mames’teki atmosferi bulamazsınız. Buraya gelen her takım, 12 kişiye karşı mücadele eder. Sanırım Ziya Doğan bunu hesaplamamıştı. Eleme usulü maçlarda evinizde 2 ya da 3 gollü ve farklı bir galibiyet alamazsanız, San Names’ten başınız önde ayrılırsınız. İşte bu açıdan Beşiktaş’ın Athletic ile İnönü’de oynaması büyük avantaj. Örneğin, Real Madrid ve Trabzonspor’u evinde deviren Athletic, peşinden La Liga’nın güçsüz ekibi Getafe’ye deplasmanda 3-1 mağlup oldu.
Bir tarikat ruhu!
Athletic Bilbao, diğer adıyla ‘Aslanlar’ tamamen savaşçı, Bask ruhu ile kurulan bir takım. Buna ‘bir tarikat ruhu’ da diyebiliriz. Bu formayı giyecek futbolcunun önce beyni yıkanır! Küçük yaştan itibaren Bask kültürü aşılanır. Bu yüzden sadece Bask’lılar forma giyer. Durum böyle olunca da ‘evcil bir takım’ ortaya çıkıyor. Aslında bu durum, bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor. Mesela takımın aksayan bölgesine adam arıyorsunuz, ancak ilk şartınız Bask’lı olması. Sürekli altyapıdan adam arıyorlar, transfer aylarında sessiz kalıyorlar. Kısacası ‘Aslanlar’ evinde kükrüyor, dışarıda ise mırıldanmakla yetiniyorlar.
Savunmaları sorunlu
En tehlikeli yönleri, kanatlardan çok hızlı rakip sahaya geçmeleri. İleri uçta Urzaiz tek adam, arkasında ise Yeste var. Kanatlardaki Etxeberia ve Ezquerro, kafa vuruşlarında Urzaiz, uzaktan şutlarda ise Yeste’yi kullanıyor. Defansları sorunlu... Hızlı ataklarda uyumsuzluk yaşıyorlar. İlginç bir istatistikleri de şu; gollerin büyük çoğunluğunu art arda yiyorlar. Yani Bilbao’ya gol atan bir takım üzerine gitmeye devam ederse, 10 dakika içinde 2 hatta 3. golü bulabiliyor. Gol yediklerinde kitleniyorlar, kendilerine gelmeleri vakit alıyor. Ancak geldikten sonra...
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın